
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Numan Kurtulmuş yaptığı basın açıklamasında şu ifadeleri kullandı: Şırnak’ta, “barış, kardeşlik ve terörün sona ermesi” hakkındaki konuşmamda kullandığım ve anlık söylenen bazı tarihi atıflardan dolayı Alevi yurttaşlarımızın incindiklerini müşahede ettim.
Birlik ve kardeşlik hassasiyetiyle dile getirdiğim sözlerimin kastım olmayan bir şekilde bağlamından kopartılarak yaralayıcı bir anlam alanına kaydırılmış olmasından içten bir üzüntü duyuyorum.
Meclis Başkanlığı makamı ve siyasi geçmişim, her bir yurttaşımızın inancına, düşüncesine, kimliğine eşit mesafede durmakta ve birlikte yaşama iradesini temsil etmektedir.
Cumhuriyet tarihinde, kimliğimizin esas taşıyıcısı olan yurttaşlık bağı, hukuki ve ahlaki bir kardeşlik teklifidir. Bu meyanda milletin iradesi, çok şükür ki ayrışmayı değil, bütünleşmeyi esas alıyor.
Anadolu’nun büyük tarihi yürüyüşü, zaman zaman iç çatışmalarla, kırılmalarla ve içimizi halen acıtan imtihanlarla şekillenmiştir. Nihayetinde bu toprakların sesi daima birlikten, kardeşlikten ve dayanışmadanyanadır.
Bahsi geçen konuşmamda ifade ettiğim gibi; Alevi-Sünni, Türk-Kürt kardeşliği bu topraklarda başkalarının planladığı yıkım senaryolarını her zaman boşa çıkarmıştır.
Bu kardeşlik hem tarihimizin derinliklerinden süzülen ortak hikâyemiz hem de geleceğimizin teminatıdır.
Kardeşlik duygularının sarsılmasına sebep olacak her söz ve davranış hepimizi yaralar. Bu bağlamda, bilhassa böylesine hassas dönemlerde sözün mecrasından sapması ihtimaline karşı hepimizin çok daha dikkatli ve rikkatli olması gerektiği aşikardır. Sözlerimin Alevi yurttaşlarımızın yüreğinde bir burukluk oluşturduğunu görmekten müteessir oldum.
Bu vesileyle ifade etmeliyim ki, bu beyanlarımı doğrudan Alevi toplumuna aktarmak, Alevi kanaat önderleri ve milletvekillerimizle birlikte samimi bir hasbihal ortamı kurmak hususunda da kapım daima açıktır.
Eğer sözlerimden kaynaklı bir kırgınlık oluşmuşsa, milletimizin her ferdini; inancı, hayat tarzı ve hafızasıyla birlikte kendi kardeşi bilen, Hz. Ali Efendimizin “İnsanlar iki sınıftır; ya dinde kardeşin ya yaratılışta eşindir.” düsturunu kendine şiar edinen ve siyasi hayatı boyunca bu coğrafyada daima kardeşliği, birliği ve bütünleşmeyi savunan bir kardeşiniz olaraküzgün olduğumu içtenlikle ifade etmek boynumun borcudur.
Bu açıklamayı hakikate olan sadakate bağlılığım muvacehesinde yaptığımı aziz milletimize duyurmak istiyorum.