
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik’in açıklamaları şu şekilde: “Suriye’nin toprak bütünlüğünü sonuna kadar savunuyoruz. Suriye’nin milli birliğini sonuna kadar savunuyoruz. Sorunların birkaç ayda çözülmesi mümkün değil. Cumhurbaşkanımızın vurguladığı üzere kapsayıcı bir yönetimin ortaya çıkmasıdır. Suriye halkının tamamının temsil edildiği bir yönetimdir. Suriye halkı özgür bir hayat istiyor.
‘TÜRKİYE CUMHURİYETİ KURUMLARI SAHADAKİ HER GELİŞMEYE HAKİMDİR’
Birtakım provokasyonlar ortaya çıktı sivil kayıplar ortaya çıktı. Bir mezhepçi kışkırtma olarak yansıtılmaya çalışıldığını duyuyoruz. Biz ilk duyduğumuzda arkadaşlarımızla toplantı halindeydi. 30 saniye içerisinde Suriye hükümetine karşı terörist saldırıyı gerçekleştiren grubu duyduğumuzda bunun arkasındaki odağın ne olabileceğini hemen tespit ettik. Dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti kurumları sahadaki her gelişmeye hakimdir. Esad rejiminin kalıntısı olan birtakım güçlerdir.
Türkiye’nin yakın bölgesindeki tüm gruplara kardeşlik siyaseti ile yaklaştığımızı her zaman ifade ediyoruz. Burada en önemli mesele doğru bir dilin kullanılmasıdır. Sivil insanlar suçlanamaz, YPG terör örgütünün katliamları Kürtlere mal edilemez.
İslam barış dinidir. İslamla terör kelimesinin yan yana gelmemesi gerekir. Gerek ülkemizdeki muhalefet partilerinden sunni terörist, dürzi terörist gibi ifadeleri kesinlikle kullanmaması gerekir. Terörist teröristtir.
Ülkemizdeki vatandaşlarımızın gerekse bölgemizdeki insanların mezhep aidiyetleri son derece saygı değerdir. Dolayısıyla vatandaşlarımızın kendisini şu mezhebindenim diye adlandırması doğaldır ancak siyasal mezhepçilik zehirdir.
14 Mayıs-28 Mayıs seçimleri sürecinde o zaman da ifade ettik. Sayın Kılıçdaroğlu’nun kendisini tanımlarken mezhebi bir ifade kullanmasının, mezhep kimliklerinin siyasete taşınması açısından ne kadar sakıncalı olduğunu değişik vesilelerle ifade ettik.
‘HİÇBİR SİVİLİN HEDEF ALINMASINI KABUL ETMEYİZ’
Muhalefet tarafından hükümetimize, partimize ve Cumhur İttifakına dönük bazı eleştiriler yapılıyor. Sivil kayıplarla ilgili olarak bir insanı hassasiyet vurgulanıyor. Hiçbir sivilin hedef alınmasını kabul etmeyiz.
Suriye yönetiminin terörle mücadele ederken güvenlik güçlerini siviller konusunda daha hassas davranmaya uyarmaya dönük yaklaşımlarının son derece kıymetli olduğunu ifade etmek isterim. Asimetrik birtakım grupların, bir takım abartılı yaklaşımlar sergileyerek sivillere zarar verenlerin mutlaka gereken şekilde cezalandırılacağına inanıyoruz.
Şimdiye kadar olaylar başladığından beri Suriye yönetiminin Cumhurbaşkanı bu konuda yaptıklarının terörle mücadele olduğunu, sivillere hedef almaların hiçbir şekilde kabul edilmeyeceğini net bir şekilde kabul etmiştir.
Etnik kimliği ne olursa olsun bütün siviller konusunda hassasiyetimiz en üst seviyededir. Birileri çıkmışlar grupların korunmasına dönük uluslararası müdahale istiyorlar.
‘KİM ULUSLARARASI MÜDAHALE İSTİYORSA PROVOKASYON PEŞİNDEDİR’
Kim hangi grubun korunması için olursa olsun Suriye’de uluslararası müdahale istiyorsa büyük bir provokasyon peşindedir. Birisi Kürtlerin korunması için İsrail’i yardıma çağırıyorsa o kişi Kürt düşmanıdır.
‘TAVİZSİZ DAVRANACAĞIMIZI İFADE EDİYORUZ’
Teröristin kimliği A mezhebi olabilir ama bu oradaki bütün etkin gruplara, mezhep gruplarına düşmanlık eden bir provokasyon peşindedir. Burada net bir şekilde Türkiye’nin içindeki kışkırtmalara da hiçbir şekilde müsaade etmeyeceğimizi ve bunlara karşı hukuk içerisinde siyasetin imkanları içerisinde tavizsiz davranacağımızı bir kere daha ifade ediyoruz.