
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, belediye başkanlığı görevinden uzaklaştırılan Ekrem İmamoğlu ve Resul Emrah Şahan ile Mahir Polat’ın da aralarında bulunduğu 7 şüpheli hakkında “PKK/KCK terör örgütüne yardım etmek” suçundan başlatılan soruşturma sürüyor.
Soruşturma kapsamında tutuklu bulunan Mahir Polat’ın, sağlık durumu nedeniyle, “konutu terk etmeme” yi içeren adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verildi.
NE OLMUŞTU?
Mahir Polat, 29 Mart’ta tutuklu bulunduğu Marmara Kapalı Ceza İnfaz Kurumundan ambulansla Mehmet Akif Ersoy Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılmış, Kardiyoloji Bölümü Yoğun Bakım Ünitesi’nde müşahede altında tutulan Polat’a anjiyo yapılmıştı. Tedavisi sona eren Polat, 31 Mart’ta taburcu edilmesinin ardından ceza infaz kurumuna gönderilmişti.
Polat, dün sabah saatlerinde sağlık durumunun değerlendirilmesi için cezaevinden İstanbul Adli Tıp Kurumuna sevk edilmiş, burada muayenesi yapıldıktan sonra yeniden cezaevine götürülmüştü.
Adli Tıp 11. İhtisas Kurulu tarafından Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilen yazıda, Polat’ın tam teşekküllü devlet veya üniversite hastanesine sevk edilerek, 24 saatlik tansiyon holter ve ritim holter testleri, rutin biyokimya, tiroid fonksiyon testleri, hemogram, 24 saatlik idrarda protein değeri ve kreatin klirensini içerir tetkik sonuçları, boyun ve batın ultrasonografi (USG) tetkiki yapılarak sonuçlarının gönderilmesi yönünde görüş bildirilmişti.
Yazıda, kurulda muayenesi yapılan Polat’ın, yeniden muayene işlemi için Adli Tıp Kurumuna gönderilmesine gerek olmadığı belirtilmişti.
ADALET BAKANI TUNÇ’TAN AÇIKLAMA
Adalet Bakanı Tunç, İBB’ye yönelik “terör” soruşturması kapsamında tutuklanan İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat’ın sağlık durumuna ilişkin açıklamalarda bulunmuştu.
Polat’ın cezaevine alındığı günden bu yana şikayetlerinin devam ettiğini ve her şikayetinde de doktor muayenesinin yapıldığını aktaran Tunç, Adli Tıp Kurumunun bazı tetkikler istediğini ve hastanelerde bu tetkiklerin yapıldığını söylemişti.
Tunç, “Tetkiklerin sonucu Adli Tıp’a intikal ettiğinde, Adli Tıp Kurumu bununla ilgili karar verecek. Bazı yanlış anlamalar da var. Ceza Güvenlik Tedbirleri Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu’nda açıkça düzenlenmiş. Cezaevinde hayatını yalnız başına idame ettiremeyecek tutuklularla ilgili de düzenleme var. Buna yönelik tam teşekküllü hastane ve Adli Tıp’ça onaylanan bir rapor varsa tutuklama yerine adli kontrol kararı verilebilir diyor.” ifadelerini kullanmıştı.