
Zeynep Dilara Akyürek / Millliyet.com.tr – “Balkonu geniş olsun, kapatıp mutfağa katarız, odalar genişler, hem malzeme de koyarız” diye başlayan bir konuşmanın sonunda evinizin balkonunu kapatma kararı aldıysanız, hata etmiş olabilirsiniz. Depreme dayanıklı olarak inşa edilmiş olsa da yapılar, daha sonra yapılan bilinçsiz müdahaleler, tadilatlar ve iç tasarımlar nedeniyle en hayati özelliğini kaybediyor. Sağlamlık! Balkonların deprem anında güvenli olmadığı açık, yıllardır her yerde öğrenilmiş bilgilere göre, sarsıntı anında asansör, merdiven ve balkonlarda bulunulmamalı. Ancak balkonların çökmesi sadece deprem anında yaşanan bir problem değil. Gazetecilerin sayısız kere haberini yaptığı, ev sahiplerinin yüzleştiği, mühendislerin her seferinde uyarılarda bulunduğu balkonlar için çökme riski, tüm kurallara uyulsa dahi yüzde 0’a inmiyor. Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) İnşaat Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Türer, camlatılarak evlerin içine katılan balkonları ve çökme riskini Milliyet.com.tr’ye anlattı.
KAYAR CAMLI MI, PVC KAPLAMALI MI?
Pek çok kişi mutfaktan balkona açılan kapıları kaldırıp, balkonu camla kapatarak evini genişletmenin yolunu arıyor. İlk bakışta mantıklı görünse de bu hamle, ev sahiplerini evi genişletmek isterken daha geniş bir ‘mezar’ sahibi yapabilir. Ne yazık ki inşaat mühendislerinin hesaplamalarının dışına çıkıldığında inşa edilen kat kat yapılar ‘yuva’ değil, ‘mezar’ oluyor. Üstelik yapılara sonradan eklenen ya da yapıdan sonradan eksiltilen en ufak detay bile sağlamlığı etkiliyor. Yıkılmayacak binalar inşa etmenin yanında, yıkılmayacak binaları korumak da bir o kadar önemli. Çünkü kendiliğinden çöken binaların geçmişi araştırıldığında, ya eklentiler olduğu ya kat çıkıldığı ya da kolonların ve perde duvarların mühendis onayı dışında modifiye edildiği görülüyor. Balkonu camlatmak ve iç mekana dahil etmek de bunlar pek farklı değil ve ne yazık ki aynı sonucu veriyor: Yıkım! Peki kendiliğinden çöken balkonların camlatılması veya tadilattan geçmesi onların sağlamlığını nasıl etkiliyor? Prof. Dr. Ahmet Türer kayar cam ve PVC’nin farkına değinerek açıkladı.
GÖMME BALKONLAR DAHA SAĞLAM OLABİLİR Mİ?
Her yapının dış görünüşü aynı olmadığı gibi ihtiyaç duyduğu mühendislik hizmeti ve deprem, rüzgâr gibi dış kuvvetlere karşı hassas noktası da aynı olmayabilir. Bazı binalarda balkon tasarımı gömmeyken bazılarında ise çıkma olabilir. Balkonların ‘konsol’, yani yapı elemanının bir ucu sabitlenmiş ve diğer ucu serbest olacak şekilde uzanması şeklinde inşa ediliyor olması onu daha hassas bir hale getiriyor. Ani göçme riskini beraberinde getiren ‘konsol’, ‘izostatik bir sistem. Yani hassas noktasından hasar aldığında yıkılması kaçınılmaz. Bunun tam zıttı olan hiperstatik sistemler ise hasar aldıklarında hemen yıkılmayabilir. İzostatik ve hiperstatik sistemlerin ‘yıkım’ konusundaki farkını Prof. Dr. Ahmet Türer, “Balkonlar genellikle konsol olarak tasarlanır ve inşa edilir. Bazı gömme balkonlar daha güvenlidir. Ancak her balkonda bir bölüm konsol gibi çalışır ve izostatik olduğu için ani göçme riski vardır. İzostatik sistemler en zayıf noktasında hasar aldığında yıkılır, fakat hiperstatik sistemler ilk hasar aldıklarında yıkılmaz, yükü farklı mekanizmalara dağıtarak taşımaya devam eder. Balkonların binaya bağlandığı mesnet bölgesinde moment kapasitesi aşılırsa, balkon kontrolsüz olarak çökecektir. Bu çökme mekanizması kesme kuvvetleri ya da eğilme momenti aşılması ile oluşabilir ve ikisi de kırılgan göçmedir” diye açıklıyor
Prof. Dr. Türer, farklı türdeki balkonların çökme riskini değerlendirmeye şöyle devam etti: “Gömme balkonlar döşemeye üç kenardan tutunduğu için daha güvenlidir ve hiperstatik sayılabilir. Duvarlarda mafsal oluşsa dahi balkonun orta bölgesinde plastik mafsal oluşması gerekir ve ani bir göçme gerçekleşmez. Çıkma balkonlarda bir bölümü konsol gibi çalışır ve eğilme ya da kesme kuvveti nedeniyle ani çökme riski taşır. Genel olarak gömme balkonlar daha güvenlidir diyebiliriz. Balkonlar evlerin en güzel yerleridir. Doğru tasarımla, iyi işçilik ve bilinçli kullanım ile güvenli olabilirler.”
SADECE TÜRKİYE’DE BALKON ÇÖKMÜYOR
Türkiye’de deprem olmadan çöken yapılar denince akla sayısız örnek geliyor. Sonuncusu 24 Ocak’ta çöken Konya’nın merkez Selçuklu ilçesindeki 4 katlı Taşoluk Apartmanı’ydı ve 2 kişi yapının enkazında hayatını kaybetmişti. Yine mühendislikten uzak, yanlış uygulamalar evi mezara çevirmişti. Ancak yapıların ya da yapılara ait bölümlerin çökmesi yalnızca Türkiye’de yaşanan bir şey değil. ABD’nin Kaliforniya Eyaleti’nde bulunan Berkeley’deki bir apartmanın balkonu 2015’te çöktüğünde balkonda bulunan 13 kişinin 6’sı 5’inci kattan düşerek hayatını kaybetmişti. Özellikle balkonlar, nerede olursa olsun, çökme riski ne kadar azaltılırsa azaltılsın yüzde 100 güvenli hale gelmiyor. Prof. Dr. Ahmet Türer balkonların güvenliğine ilişkin, “Doğru tasarım yapılan tüm yapılar yönetmeliklere uygunsa güvenlidir. Yönetmelikler zamanla gelişir ve eski binaların yeni yönetmeliklere göre kontrol edilmesi bu yüzden önemlidir. Ekonomi ve güvenlik arasında optimum dengeyi bularak hem güvenli hem de ekonomik balkonlar yapmak mühendislerin hedefidir” diyor. Prof. Dr. Türer sözlerini Türkiye’de ve dünyada, çöken balkonlara değinerek, ‘futbol’ örneğiyle noktaladı.