
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti grup toplantısında gündeme dair açıklamalarda bulundu. Erdoğan özetle şunları söyledi:
ALÇAKÇA SUİKAST: 14 yıllık zulmün sona erdiği Suriye’de mezhep temelli yeni bir fitne ateşi yakılmak isteniyor. Yıllarca bizi Türk-Kürt, laik-antilaik, ilerici-gerici, Alevi-Sünni diye ayrıştıranlar son günlerde başka senaryolar peşinde koşuyor. Suriye’deki eski rejim artıklarının terör eylemleri öne sürülerek, milletimizin kardeşliğine son derece sinsi, kirli bir pusu kuruluyor. Bu pusuyla aynı zamanda İstiklal Marşımızla vücut bulan ruha ve birlikte yaşama iradesine karşı da alçakça bir suikast düzenleniyor. Tahrik siyasetiyle, nefret söylemleriyle çoğu yalan provokatif açıklamalarla Türkiye’de yeni bir sorun, yeni bir kaos alanı oluşturulmak isteniyor. İşin daha vahim ve üzüntü verici yanı ise, milletimize bu kötülüğü ülkenin ana muhalefet partisi yürütüyor.
TEHLİKELİ SULARDA SİYASET: CHP kendisine biraz çekidüzen vermek, özeleştiri yapmak yerine giderek pervasızlaşıyor, nobranlaşıyor. Ülkemiz ve demokrasimiz açısından tehlikeli sularda siyaset yapmaya yelteniyorlar. CHP Genel Başkanı Sayın Özel partisi içinde sıkıştıkça ne acıdır ki dışarıda daha zehirli, daha sorumsuz son derece çirkin bir dile sarılıyor. Meclis kürsüsünde milletin karşısında dedikodu yapmayı siyaset yapmak zannediyor.
TÜKÜRDÜĞÜNÜ YALADI: Kongremizde partimize katılan arkadaşlarımızla ilgili ipe sapa gelmez bir sürü cümle kurdu. Utanmadan, sıkılmadan bize siyasi ahlak dersi vermeye kalktı. Aradan bir hafta geçmeden savurduğu büyük lafların altında ezildi. Tükürdüğünü yalamak zorunda kaldı. Gün aşırı parti değiştirmekten adı Türk siyasetinde fırıldağa çıkmış bir kifayetsize rozet taktı. Böyle tutarsız, dirayetsiz birini nasıl ciddiye alalım? Kendi belediye başkanlarından ayar yiyerek çarkçılıkta selefini çırak çıkartan bir kişiyi niye muhatap alalım?
“SORUMLU SİYASET” DAVETİ: Sayın Özel kendisine açılan krediyi har vurup harman savurmaktadır. Bu gidişle sıfırı tüketmesi, tıpkı selefi Bay Kemal gibi siyasetten ibretlik şekilde alaşağı edilmesi yakındır. Biz AK Parti olarak siyasi rekabet noktasında kendisinden, ekibinden ziyadesiyle memnunuz. Marjinal sol örgütlerin sloganına hapsolan söylemlerinden, belediye başkanları tarafından tekzip edilen iddialarından, üye ve delege hesaplarının maskarası olmasından, yurt dışında zerre itibar görmemesinden memnunuz. Karşımızda böyle bir profilin bulunmasından şikayetçi değiliz. Üzüntümüz, ana muhalefet partisi liderinin bu hallere düşmüş olması, bu tablonun Türk demokrasisine yakışmamasıdır. Kusura bakmasın, şahsi siyasi ikbali uğruna bile olsa kimsenin siyaset kurumunu bu duruma düşürmeye hakkı yoktur. Sayın Özel’i ve CHP yönetimini bir kez daha sorumlu siyaset yapmaya davet ediyorum.
TÖVBE ETMELİ: Özellikle Alevi canlarımız konusunda kullandıkları çirkin, ayrımcı ve zehirli dili terk etmeye çağırıyorum. CHP yönetimi artık Suriye’deki ateşi ülkemize taşıma siyasetinden tövbe etmelidir. Kullanılan dil bu ülkeye geçmişte çok acı bedeller ödetmiş, son derece sorumsuz ve tehlikeli bir dildir. Türkiye’nin birliğini, bütünlüğünü, huzur ve güvenliğini korumak hepimizin görevidir, muhalefette olmanız bu gerçeği değiştirmez, değiştirmemelidir.
‘Randevu veririm’
Erdoğan, grup çıkışında gazetecilerin “DEM parti heyeti ile görüşür müsünüz?” sorusu üzerine, “Benden de randevu istenirse veririm” dedi.