
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, bir dizi ziyaretlerde bulunmak üzere Gaziantep’e geldi. Gaziantep Valiliği’ni ziyaret eden Yılmaz, burada resmi törenle karşılanmasının ardından Şeref Defteri’ni imzalayarak, kentteki çalışmalar ile ilgili bilgi aldı. Cevdet Yılmaz daha sonra Gaziantep Valiliği, Büyükşehir Belediyesi ve Türk Kızılay’ı tarafından yapılan Gönüllü Geri Dönüş Dayanışma ve Destek Merkezi’nin açılışına katıldı. Cevdet Yılmaz’a ziyaret ve açılışları sırasında Gaziantep Valisi Kemal Çeber, Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, milletvekilleri, STK temsilcileri ve kurum müdürleri eşlik etti.
DÖNÜŞ YAPAN SURİYELİ SAYISINI AÇIKLADI
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Ülkemizde geçici koruma kapsamında bulunan Suriyelilerin yeni oluşan Suriye’ye güvenli, onurlu, gönüllü geri dönüşü bizim için çok kıymetli. Bugün açılışını yaptığımız bu merkez gerçekten çok önemli. Örnek teşkil edecek bir çalışma. Bir tarafında merkezi yönetim var, diğer tarafında yerel yönetim var. Bir diğer yandan Kızılay’ımız başta olmak üzere sivil toplum boyutu var. Dolayısıyla kamu, özel kesim, sivil toplum iş birliğine çok güzel bir örnek. Uluslararası iş birliklerine de açık bir model. Bu model çalışmada, emeği geçenleri konuşmamın hemen başında tebrik etmek istiyorum. Burası gerçekten model bir çalışma ve birçok birim aynı mekanda hizmet verecekler. Gönüllü, onurlu, güvenli geri dönecek olan Suriyeli kardeşlerimiz buradan çok boyutlu bir hizmet alma imkanına sahip olmuş olacaklar. Uzun yıllar zalim bir rejimden kaçıp, ülkemize sığınan kardeşlerimize en güzel şekilde ev sahipliği yaptık. Bütün provokasyonlara, bütün dezenformasyonlara karşı millet olarak, devlet olarak çok doğru bir tarihi tutum sergiledik. Cumhurbaşkanımız zaman zaman bu konuda siyasi bedeller ödeme riskiyle karşı karşıya kalmasına rağmen çok kararlı bir duruş sergiledi. Sonuçta bu zalim rejim devrildi. Suriye’de yeni bir dönem başladı. Ve Türkiye Cumhuriyeti olarak bunca yıldır misafir ettiğimiz kardeşlerimiz şimdi ülkelerine geri dönmeye başladılar. Dünyada da maalesef şu anda en büyük sorunlardan biri göç meselesi. Ve bu konuda Türkiye modeli, Gaziantep modeli tüm dünyaya örnek bir model diye ifade etmek istiyorum. Şimdi farklı bir döneme girmiş durumdayız. Ve bunun etkilerini görüyoruz. Öncelikle Türkiye Cumhuriyeti olarak biz Suriye’nin istikrarından, toprak bütünlüğünden ve egemenliğinden yanarız. Türkiye, Suriye’nin bir an önce tüm kesimleri kapsayan siyasi bir şemsiye altında kurumsal yapılanmasını geliştirmesini, fiziki altyapısını tamir etmesini, ekonomik ve sosyal kalkınmasını hızlandırmasını bekliyoruz. Uzun yıllardır Suriye’de kullanılmamış bir potansiyel var. Önümüzdeki yıllarda göreceksiniz. İstikrar içinde bir Suriye’de kullanılmamış bir potansiyel var. Suriye çok hızlı büyüyecek. Aslında bu süreç Türkiye’nin Barış Pınarı, Zeytin Dalı gibi harekatlarıyla oluşturduğu güvenli bölgeyle zaten başlamıştır. Bir güvenli bölge oluşturduk biliyorsunuz. O tarihten bu yana 1 milyonu aşkın Suriyeli kardeşimiz ülkelerine geri döndüler. Bu süreç tabii 8 Aralık’tan sonra hızlandı. 8 Aralık’tan bugüne Suriye’ye geri dönüş yapanlar, 273 bini aşmış durumda. Bu sayı hızla artacaktır diye bekliyoruz” dedi. Suriye’ye yönelik yaptırımların da kaldırıldığını hatırlatan Yılmaz, “Şimdi yaptırımların kalkmasıyla inşallah sosyoekonomik kalkınmanın hızlandığını göreceğiz. Uluslararası yatırımların daha hızlı bir şekilde Suriye’ye aktığını göreceğiz. Ve bu da bütün bölgemizin istikrarını arttıracak” diye konuştu.
‘HER TÜRLÜ ÇABAYI GÖSTERİYORUZ’
İsrail’in İran’a yönelik saldırısına ilişkin de konuşan Cevdet Yılmaz, “Bölgemizde iki tane güç var. Birisi Türkiye’nin temsil ettiği, istikrarı destekleyen, barışı destekleyen, diplomatiği destekleyen, kalkınmadan insanların refahından yana olan güçler ve Türkiye Cumhuriyeti bunun başında geliyor, bunu temsil ediyor. Bir de maalesef İsrail’deki Netanyahu yönetimi var. Her hal durumda kaosu desteklemeye çalışan, istikrarı bozar, yatırım ortamını, kalkınma ortamını zedeleyen, insanların refahına zarar veren maalesef bir İsrail yönetimi var. Dün yine komşumuz İran’a yönelik bir saldırı yapıldı. Hiçbir hukuki temeli olmayan, meşruiyeti olmayan bir saldırı. Ben İran halkına ve devletine buradan başsağlığı dilemek istiyorum. Hayatını kaybedenlere acılarını paylaştığımızı ifade etmek istiyorum. İsrail’in yaptığı bu saldırgan eylemler Gazze’de sürdürdüğü soykırım politikasını örtemeyecektir. Gündemi değiştirme çabaları başarılı olamayacaktır diye inanıyorum. Yine ABD ile İran’ın yürüttüğü nükleer müzakereleri bir sabote etme girişimi olarak da değerlendirmek istiyorum. İsrail maalesef istikrarsızlık arıyor, istikrarsızlık peşinde ve hem bölgemiz için hem küresel barış için tehdit konumunda. Dolayısıyla uluslararası toplumu da İsrail’in bu sınır tanımaz, hukuk tanımaz, insanlığı değer tanımaz yaklaşımına karşı gerekli tepkiyi göstermeye bir kez daha davet ediyoruz. Mutlaka istikrar kazanmalı, diplomasi kazanmalı, barış kazanmalı, refah kazanmalı. İnsanların da bölgemizin de buna ihtiyacı var. Bir an önce bu gerilimlerin düşmesi, Gazze’de ateşkesin sağlanması, insani yardımların Gazze’ye ulaştırılması ve bir yandan da kalıcı bir sosyal, kalıcı bir siyasi çözümün iki devletli çözümün oluşması gerekiyor ki bölgemiz istikrara kavuşsun. Suriye’nin istikrarı sadece Suriye ile sınırlı kalmayacaktır. Bütün bölgemizin istikrarına katkıda bulunacaktır. Suriye’nin istikrarı konusunda da bölgenin istikrarı konusunda da Türkiye Cumhuriyeti olarak her türlü çabayı gösteriyoruz” dedi. (DHA)